S ile Biten Kelimeler

KALAS

[isim; sıfat] Kalın biçilmiş uzun tahta; Ahşap yapılarda kiriş olarak kullanılan kalın biçilmiş uzun tahta; Kaba, anlayışsız kimse, kereste

"Önümüze geçen pahalı bir Alman arabasıydı, direksiyonundaki de bir başka kalas."

İDEFİKS

[sıfat] Saplantı

"Bu idefiks hastalığıyla sen hep yanlış görüyorsun."

KAOS

[isim] Evrenin düzene girmeden önceki biçimden yoksun, uyumsuz ve karışık durumu; Kargaşa

KAS

[isim] Tellerden oluşan ve kasılarak vücut hareketlerini sağlayan organ ve bu organın telsi dokusu, adale

"Kol kasları. Kalp kası."

[isim] Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar; Kemerli ve çıkıntılı şey veya yer; Sarp kayalık, uçurum; Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm; Duvar, bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set

"Aşçıbaşı, kırçıl kaşlarını biraz daha çatıp karşıma çömeliyor."; "Altın yüzük yaptırdım, kaşı sensin sevdiğim"

[isim] Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar; Kemerli ve çıkıntılı şey veya yer; Sarp kayalık, uçurum; Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm; Duvar, bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set

"Aşçıbaşı, kırçıl kaşlarını biraz daha çatıp karşıma çömeliyor."; "Altın yüzük yaptırdım, kaşı sensin sevdiğim"

TRANS

[isim] Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu; Kendinden geçme, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçme

"O garip bir transa girmişti; beni konuşturmak, nasıl aşağılık duygusu içinde kıvrandığımı işitmek istiyordu."; "Mükrimin Hoca trans hâline girer, o gazanın kahramanları ile özdeşleşir."

[isim] İnek veya dana budunun orta bölümü

FETÜS

[isim] Embriyonun gelişimini büyük ölçüde tamamladığı, bütün organ taslaklarının oluştuğu üçüncü aydan doğuma kadarki durumu

CİNS

[isim; sıfat; sıfat] Tür, çeşit; Aralarında ortak özellikler bulunan varlıklar topluluğu; Soy, kök, asıl; Garip, tuhaf; Pek çok ortak özellikleri bulunan türler topluluğu; Diğerlerine göre üstün nitelikleri olan

"Portakal, turunç cinsinden bir meyvedir."; "Bizim operetlerimiz cinsinden bir sürü halk tiyatroları var."; "Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur."; "Derler ki cins kediler bu çirkinliği gizlemek için tenha yerlerde ölmeye giderlermiş."

TABASBUS

[isim] Yaltaklık

"Karşısına çıkana tabasbus edecek, el pençe divan duracak değil a!"

PROSPEKTÜS

[isim] Tanıtmalık, tarife

MÜŞAHHAS

[sıfat] Somut, konkre

"Bazen hayalim daha müşahhas olur, tanıdığım İstanbul sebillerini, mahallemizin küçük ve fakir süslü çeşmesini görür gibi olurdum."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü