O ile Başlayan Kelimeler

OLGUNCA

[sıfat; zarf] Olgun gibi, olguna benzer; Olgun gibi, olguna benzer bir biçimde

ORTOPEDİK

[sıfat] Ortopedi ile ilgili olan

"Ortopedik sakatlık."

ODACI

[isim] Resmî kuruluşlarda, iş yerlerinde, temizlik ve getir götür işlerine bakan görevli, hizmetli, hademe, müstahdem

"Şişman odacı sahanlıkta bir daha gözüktü."

OPERATÖRLEŞMEK

[nsz] Operatör olmak, operatör gibi davranmak

"Erci telefonun başına geçince birden operatörleşmişti."

ON

[isim; sıfat] Dokuzdan sonra gelen sayının adı; Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı; Dokuzdan bir artık

"Haftada iki gün oruç tutmazsan on parmağım boğazında olsun, dedi."

[isim; sıfat] Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı; Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı; Bir kimsenin ilerisi; Yakın gelecek zaman; Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü; Önce olan, ilk; Civar, yöre; Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan

"Beş on kişi, köşkün önünde toplandık."; "Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim."; "Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi."; "Önümüz kış."; "Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık."; "Ön söz. Ön görüşme."; "Kanlıca önlerine geldiler."; "Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım."

OVOGON

[isim] Su yosunu, mantar gibi ilkel bitkilerde dişi cinslik hücresi

OFSAYT

[isim] Futbolda hücuma geçen takımın en az bir oyuncusunun topla oynandığı anda rakip takımın kale çizgisine, o takımın en yakın oyuncusundan daha yakın bulunması durumu

"Maçta da kendini pek yormaz, yarı ofsayt durumlarından beleş goller çıkarırdı."

OYMAK

[-i] Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak; Kumaş vb.ni girintili bir biçimde kesmek; Bıçaklayarak yaralamak; Kazıklamak

"Bir ağaç kütüğünü keser, oyar, nakışlayıp bezerdi."; "Gömleğin yakasını ve koltuğunu biraz oydu."

[-i] Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak; Kumaş vb.ni girintili bir biçimde kesmek; Bıçaklayarak yaralamak; Kazıklamak

"Bir ağaç kütüğünü keser, oyar, nakışlayıp bezerdi."; "Gömleğin yakasını ve koltuğunu biraz oydu."

[-i] Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak; Kumaş vb.ni girintili bir biçimde kesmek; Bıçaklayarak yaralamak; Kazıklamak

"Bir ağaç kütüğünü keser, oyar, nakışlayıp bezerdi."; "Gömleğin yakasını ve koltuğunu biraz oydu."

OPTİMAL

[sıfat] Optimum

OBEZİTE

[isim] Çok şişmanlık

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü