Kelime Bulmaca

İçerisinde YAKMA Geçen Kelimeler

YAKMA

İçinde yakma olan toplam 22 kelime var. İçerisinde YAKMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yakma olan kelimeler listesine ya da sonu yakma ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .

Harf Sayısına Göre Kelimeler

15 Harfli Kelimeler

ciğerini yakmak, gemileri yakmak

14 Harfli Kelimeler

altını yakmak

13 Harfli Kelimeler

canını yakmak, başını yakmak

12 Harfli Kelimeler

abayı yakmak, içini yakmak, türkü yakmak

11 Harfli Kelimeler

yakma resim

10 Harfli Kelimeler

can yakmak, cep yakmak, baş yakmak, mum yakmak, yağ yakmak, oda yakmak

8 Harfli Kelimeler

Yakmalık

6 Harfli Kelimeler

Yakmak, Yakmaç, Yakmak, Yakmak, Yakmak

5 Harfli Kelimeler

Yakma

Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)

Yakmak

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

Yakmalık

[isim] Yakmaya ayrılmış yakacak; Ölülerin yakıldığı yer, krematoryum

Yakmaç

[isim] Sıvı yakıtı kolayca yanabilecek taneciklere ayırarak püskürten araç, brülör

Yakma

[isim] Yakmak işi

Yakmak

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

Yakmak

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

Yakmak

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

[-i; nsz] Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak; Ateşle yok etmek; Işık vermesini sağlamak; Isı etkisiyle bozmak; Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek; Yanıyormuş gibi bir etki yapmak; Kurutmak, zarar vermek; Çok sıcak olmak; Karartmak; Çok üşütmek; Acıtmak; Silahla vurmak; Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek; Güçlü sevgi uyandırmak

""Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."; "Çöpleri yakmak."; "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."; "Eteği ütülerken yaktı."; "Biber ağzı yakar."; "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."; "Fırtına ekinleri yakmıştı."; "Bugün güneş yakıyor."; "Güneşte vücudunu yaktı."; "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."; "Canını yakmak."; "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.""

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü

A A K M Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

AYMAK, KAYMA, YAMAK

4 Harfli Kelimeler

AKMA, AYAK, AYMA, KAMA, KAYA, MAYA, YAKA, YAMA

3 Harfli Kelimeler

AKA, AYA, KAM, KAY, YAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AM, AY, YA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesinikullanın.