İçinde uzak olan toplam 58 kelime var. İçerisinde UZAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uzak olan kelimeler listesine ya da sonu uzak ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
15 Harfli Kelimeler
Uzaklaştırılmak, başucu uzaklığı, uzaktan merhaba, uzaklara gitmek, uzak görüşlülük, uzaktan kumanda, uzaktan güdümlü
14 Harfli Kelimeler
Uzaklaştırılma, açısal uzaklık, müzakere etmek, uzaklaşabilmek, uzaktan akraba, uzaktan eğitim
13 Harfli Kelimeler
Uzaklaştırmak, Müzakerecilik, Başmüzakereci, uzak benzeşme, uzaktan uzağa, uzaklaşabilme
12 Harfli Kelimeler
Uzaklaştırma, Uzaklaşılmak, uzak göçüşme, uzak görüşlü, uzak metatez
11 Harfli Kelimeler
Tuzaklanmak, Uzaklaşılma, uzak durmak, uzak düşmek, uzak kalmak, uzak tutmak, uzak akraba, uzak görmek
10 Harfli Kelimeler
Müzakereci, Tuzaklamak, Uzaklaşmak, Uzaklanmak, Tuzakçılık, Tuzaklanma, uzak görüş, uzak olmak
9 Harfli Kelimeler
Müzakerat, Tuzaklama, Uzaklaşma, Uzaklanma, Uzaksamak, Uzak Doğu, Uzak Şark
8 Harfli Kelimeler
Müzakere, Uzaksama, uzak ara, tuzaksız
7 Harfli Kelimeler
Tuzakçı, Uzaktan, Uzaklık, tuzaklı
6 Harfli Kelimeler
uzakça
5 Harfli Kelimeler
Tuzak
4 Harfli Kelimeler
Uzak
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Müzakereci
[isim] Müzakere yapan kimse; Öğrencileri çalıştıran kimse
Müzakere
[isim] Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma; Sözlü sınav; Etüt, mütalaa
""Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim.""
Müzakerat
[isim] Bir konuyla ilgili konuşmalar, danışmalar, müzakereler
""Üç gün devam eden müzakerat neticesinde, ikişer nüsha olmak üzere protokol tanzim edildi.""
Tuzak
[isim] Kuş veya yaban hayvanlarını yakalamaya yarayan araç veya düzen; Birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzen, komplo
""Sana bir tuzak kursak sen o tuzağa düşmezsin ey oğul!"; "Onun bana gönderdiği mektuplar filan hep tuzak, hep birer şantajdan ibaretti.""
Tuzakçı
[isim] Tuzak kuran kimse
Tuzaklamak
[-i] Tuzak kurmak, tuzağa düşürmek
Tuzaklama
[isim] Tuzaklamak işi veya durumu
Tuzaklanmak
[nsz] Tuzak durumuna getirilmek
""Tuzaklanmış mayın.""
Uzaktan
[zarf] Uzak yerden; Uzak olarak
""Merak bu ya, bir gün uzaktan seyredeceğim bizim takımı.""
Uzak
[sıfat; isim] Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı; Arada çok zaman bulunan; Eli, gücü veya hükmü yetişmez; İhtimali az olan; Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan; Yakın olmayan yer
""Mualla, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu."; "Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez."; "O böyle işlerden pek uzaktır."; "Ben bu işi çok uzak görüyorum."; "Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz."; "Fazla uzağa gitme.""
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü