İçerisinde UTMAK Geçen Kelimeler

İçinde utmak olan toplam 197 kelime var. İçerisinde UTMAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında utmak olan kelimeler listesine ya da sonu utmak ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .

Harf Sayısına Göre Kelimeler

15 Harfli Kelimeler

aksiliği tutmak, bedduası tutmak, deliliği tutmak, çenesini tutmak, inkisarı tutmak, kanını kurutmak, kendini avutmak, tutarağı tutmak, terini soğutmak, motoru soğutmak

14 Harfli Kelimeler

dünyayı tutmak, aklında tutmak, caddeyi tutmak, arayı soğutmak, cukkayı yutmak, eteğini tutmak, el etek tutmak, elinden tutmak, kendini tutmak, yolları tutmak, yalayıp yutmak, öksürük tutmak, yürek soğutmak, nabzını tutmak, sancısı tutmak, rahmet okutmak, ruzname tutmak, yüzünü unutmak, sorumlu tutmak, vaadini tutmak, ucundan tutmak, kimyası tutmak

13 Harfli Kelimeler

dümtek tutmak, ağzını tutmak, ağrısı tutmak, akılda tutmak, alesta tutmak, dibini tutmak, cihanı tutmak, avukat tutmak, ayakta tutmak, ayakta tutmak, dilini tutmak, dilini yutmak, damarı tutmak, defter tutmak, fişini tutmak, günlük tutmak, elinde tutmak, gemiyi tutmak, kurşun tutmak, jigolo tutmak, mecbur tutmak, mesken tutmak, metres tutmak, yerini tutmak, kefeki tutmak, yolunu tutmak, yolunu tutmak, yuhaya tutmak, yasını tutmak, oltayı yutmak, yükünü tutmak, sözünü tutmak, sözünü tutmak, siniri tutmak, tıraşa tutmak, zokayı yutmak, küfeki tutmak

12 Harfli Kelimeler

dulda tutmak, dümen tutmak, düşük tutmak, dolma yutmak, duası tutmak, bedel tutmak, afyon yutmak, ateşe tutmak, alkış tutmak, deniz tutmak, ferah tutmak, hamur tutmak, hesap tutmak, çeşni tutmak, gizli tutmak, kulak tutmak, gıcık tutmak, inadı tutmak, islim tutmak, matem tutmak, mekân tutmak, mesul tutmak, niyet tutmak, serin tutmak, zabıt tutmak, şahit tutmak, takım tutmak, sıtma tutmak, temel tutmak, temiz tutmak, tempo tutmak, üstün tutmak, vatan tutmak, zinde tutmak, istim tutmak, kart okutmak, geniş tutmak, gülme tutmak, kulak tutmak

11 Harfli Kelimeler

dost tutmak, başı tutmak, açık tutmak, afiş yutmak, altı tutmak, cini tutmak, ayak tutmak, ayrı tutmak, boya tutmak, hapı yutmak, elde tutmak, gözü tutmak, köşe tutmak, muaf tutmak, ışık tutmak, kafa tutmak, kısa tutmak, oruç tutmak, lafa tutmak, para tutmak, saat tutmak, tabi tutmak, sıkı tutmak, topa tutmak, taşa tutmak, usul tutmak, uzak tutmak, arşı tutmak, ayna tutmak, eşit tutmak

10 Harfli Kelimeler

ahı tutmak, don tutmak, bar tutmak, bas tutmak, baş tutmak, cin tutmak, buz tutmak, dem tutmak, çın tutmak, kir tutmak, yeğ tutmak, hık tutmak, hor tutmak, hoş tutmak, ise tutmak, kan tutmak, yer tutmak, yol tutmak, yom tutmak, yan tutmak, yas tutmak, laf tutmak, not tutmak, pas tutmak, yüz tutmak, yüz tutmak, saf tutmak, pul tutmak, zar tutmak, söz tutmak, tok tutmak, dil tutmak, fal tutmak

9 Harfli Kelimeler

Korkutmak, eş tutmak, et tutmak, ev tutmak, el tutmak, iç tutmak, iş tutmak

8 Harfli Kelimeler

Dokutmak, Kokutmak, Kurutmak, Solutmak, Sorutmak, Soğutmak, Tozutmak, korutmak, cozutmak

7 Harfli Kelimeler

Avutmak, Okutmak, Ulutmak, Unutmak, Uyutmak

6 Harfli Kelimeler

Yutmak, Tutmak, Yutmak

5 Harfli Kelimeler

Utmak, Utmak

Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)

Dokutmak

[-i] Dokuma işini yaptırmak

Avutmak

[-i] Bir kimsenin acısını veya sıkıntısını yatıştırmak, teselli etmek; Oyalamak

""İnsanı sıkıntılı zamanlarda kitap kadar avutan bir şey yoktur."; "Çocuk annem diye tutturdu, güç avuttuk.""

Kokutmak

[-i] Hoş olmayan bir koku bırakmak; Bozulup kokmasına neden olmak, kokuşturmak; Bir işi uzatarak çıkmaza sokmak

""Sigara elimi kokuttu."; "Eti kokutmak.""

Korkutmak

[-i] Korkmasına yol açmak; Kaygıya düşürmek; Gözdağı vermek

""Yılan beni o kadar korkutmuştu ki bakarken kuşun hesabına ondan ben korkuyorum."; "Sevdiğimiz bir kadının nazarımızda meziyet teşkil eden birçok hâlleri karımız olacak kadında bizi korkutur.""

Kurutmak

[-i] Suyunu ve ıslaklığını giderip kuru duruma getirmek; Bitki canlılığını yitirmek; Bazı sebze ve meyvelerin buharlaştırılmasıyla kuru bir durum almasını sağlamak; Cılız duruma getirmek, zayıflatmak; Yiyecek ve içecekleri yiyip bitirmek; Uğursuzluk getirmek, yok etmek

""Göz yaşlarını kurut, dedi; bilirsin ki kader değişmez."; "Fırtına bütün gülleri kuruttu."; "Bu hastalık onu kurutmuş."; "Dâhilde bütün millî kuvvetlerimizi dağıttılar, bütün kabiliyetlerimizi kuruttular.""

Okutmak

[-i; nsz; nsz] Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak; Okuma işini yaptırmak; Ders vermek, bir konu üzerinde yetiştirmek; Satarak elinden çıkarmak

""Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz."; "Lisede İngilizce okutuyor."; "Bana iki sandık çay verdi. Bunları al okut! dedi.""

Yutmak

[-i] Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek; Tam ve doğru söylememek; İnanmak, aldanmak, kanmak; Söylemek istediği bir sözü kendini tutarak söylememek; İyice, eksiksiz olarak öğrenmek; Işık, ses gücünü, parlaklığını azaltmak; Dayanıp sesini çıkarmamak, katlanmak

""Bazı heceleri yutuyor."; "Bize numara yapma, yutacak enayi değiliz."; "Bazen üçer yüz sayfalık iki kitabı birden, yirmi dört saat zarfında hatmedip yuttuğu olurdu."; "Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor."; "Ben bu ağır sözleri yutmam.""

[-i] Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek; Tam ve doğru söylememek; İnanmak, aldanmak, kanmak; Söylemek istediği bir sözü kendini tutarak söylememek; İyice, eksiksiz olarak öğrenmek; Işık, ses gücünü, parlaklığını azaltmak; Dayanıp sesini çıkarmamak, katlanmak

""Bazı heceleri yutuyor."; "Bize numara yapma, yutacak enayi değiliz."; "Bazen üçer yüz sayfalık iki kitabı birden, yirmi dört saat zarfında hatmedip yuttuğu olurdu."; "Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor."; "Ben bu ağır sözleri yutmam.""

Solutmak

[-i] Solumasına sebep olmak

""Bu yokuş beni soluttu.""

Sorutmak

[nsz] Somurtmak, surat asmak; Ayakta durmak, dikilmek, beklemek

Soğutmak

[-i; -den] Soğumasını sağlamak, soğumasına sebep olmak; Herhangi bir durum, kişi, olay; birine, bir yere veya bir şeye karşı duyulan sevgi ve ilginin yok olmasına yol açmak

""Suyu soğutmak."; "Fakat kız kardeşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi onu birdenbire İstanbul'dan soğutmuştu.""

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü