İçinde kırık olan toplam 31 kelime var. İçerisinde KIRIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kırık olan kelimeler listesine ya da sonu kırık ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
15 Harfli Kelimeler
hayal kırıklığı, kırık plak gibi
14 Harfli Kelimeler
Kırıkkalelilik, umut kırıklığı, ümit kırıklığı, kalbi kırıklık, kırık döküklük
13 Harfli Kelimeler
düş kırıklığı
12 Harfli Kelimeler
kırık beyaz
11 Harfli Kelimeler
kalbi kırık, kırık çizgi, kırık dökük, Kırıkkaleli, kırık çıkık
10 Harfli Kelimeler
Kırıkçılık, Kırıklamak, kıçı kırık, kırık dölü, kırık hava, ırzı kırık
9 Harfli Kelimeler
Kırıklama, ipi kırık, Kırıkkale
8 Harfli Kelimeler
Fışkırık, Hıçkırık, Kırıklık, Kırıkhan
7 Harfli Kelimeler
Kırıkçı
5 Harfli Kelimeler
Kırık, Kırık, Kırık
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Fışkırık
[isim] Fıskiye
Hıçkırık
[isim] Çok yemek yeme veya sinirsel bir nedenle ve istemsiz olarak diyafram kasının kasılmasıyla hava akciğerlere geçerken boğazdan çıkan ve düzgün aralıklarla tekrarlanan ses; Çok ağlandığında çıkan ses
""Heyecandan bir çocuk gibi hıçkırıklarla sarsılıyordu.""
Kırık
[sıfat; isim; isim; isim; isim; isim] Kırılmış olan; Melez; Tam nota göre düşük olan (not); Kırılmış bir şeyden ayrılan parça; Kemiğin bir etki ile kırılması; Bir şeyin kırılan yeri; Kırıntı; Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul; Gücenmiş, üzgün
""Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor."; "Kırık tazı."; "Üç dersten kırığı var. Kırık not."; "Cam kırığı."; "Kolunda kırık yok ama çıkık var."; "Bunun kırığı neresinde?"; "Ekmek kırığı."; "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.""
[sıfat; isim; isim; isim; isim; isim] Kırılmış olan; Melez; Tam nota göre düşük olan (not); Kırılmış bir şeyden ayrılan parça; Kemiğin bir etki ile kırılması; Bir şeyin kırılan yeri; Kırıntı; Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul; Gücenmiş, üzgün
""Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor."; "Kırık tazı."; "Üç dersten kırığı var. Kırık not."; "Cam kırığı."; "Kolunda kırık yok ama çıkık var."; "Bunun kırığı neresinde?"; "Ekmek kırığı."; "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.""
[sıfat; isim; isim; isim; isim; isim] Kırılmış olan; Melez; Tam nota göre düşük olan (not); Kırılmış bir şeyden ayrılan parça; Kemiğin bir etki ile kırılması; Bir şeyin kırılan yeri; Kırıntı; Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul; Gücenmiş, üzgün
""Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor."; "Kırık tazı."; "Üç dersten kırığı var. Kırık not."; "Cam kırığı."; "Kolunda kırık yok ama çıkık var."; "Bunun kırığı neresinde?"; "Ekmek kırığı."; "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.""
Kırık
[sıfat; isim; isim; isim; isim; isim] Kırılmış olan; Melez; Tam nota göre düşük olan (not); Kırılmış bir şeyden ayrılan parça; Kemiğin bir etki ile kırılması; Bir şeyin kırılan yeri; Kırıntı; Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul; Gücenmiş, üzgün
""Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor."; "Kırık tazı."; "Üç dersten kırığı var. Kırık not."; "Cam kırığı."; "Kolunda kırık yok ama çıkık var."; "Bunun kırığı neresinde?"; "Ekmek kırığı."; "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.""
[sıfat; isim; isim; isim; isim; isim] Kırılmış olan; Melez; Tam nota göre düşük olan (not); Kırılmış bir şeyden ayrılan parça; Kemiğin bir etki ile kırılması; Bir şeyin kırılan yeri; Kırıntı; Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul; Gücenmiş, üzgün
""Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor."; "Kırık tazı."; "Üç dersten kırığı var. Kırık not."; "Cam kırığı."; "Kolunda kırık yok ama çıkık var."; "Bunun kırığı neresinde?"; "Ekmek kırığı."; "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.""
[sıfat; isim; isim; isim; isim; isim] Kırılmış olan; Melez; Tam nota göre düşük olan (not); Kırılmış bir şeyden ayrılan parça; Kemiğin bir etki ile kırılması; Bir şeyin kırılan yeri; Kırıntı; Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul; Gücenmiş, üzgün
""Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor."; "Kırık tazı."; "Üç dersten kırığı var. Kırık not."; "Cam kırığı."; "Kolunda kırık yok ama çıkık var."; "Bunun kırığı neresinde?"; "Ekmek kırığı."; "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.""
Kırıkçılık
[isim] Kırıkçının işi
Kırıkçı
[isim] Çıkıkçı
Kırıklık
[isim] Kırık olma durumu; Kırgınlık; İsteksizlik, güceniklik, kırgınlık
""Vücudumda daimî bir kırıklık var.""
Kırıklama
[isim] Kırıklamak işi
Kırıklamak
[-i] Kırık duruma getirmek, ufalamak
Kırık
[sıfat; isim; isim; isim; isim; isim] Kırılmış olan; Melez; Tam nota göre düşük olan (not); Kırılmış bir şeyden ayrılan parça; Kemiğin bir etki ile kırılması; Bir şeyin kırılan yeri; Kırıntı; Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul; Gücenmiş, üzgün
""Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor."; "Kırık tazı."; "Üç dersten kırığı var. Kırık not."; "Cam kırığı."; "Kolunda kırık yok ama çıkık var."; "Bunun kırığı neresinde?"; "Ekmek kırığı."; "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.""
[sıfat; isim; isim; isim; isim; isim] Kırılmış olan; Melez; Tam nota göre düşük olan (not); Kırılmış bir şeyden ayrılan parça; Kemiğin bir etki ile kırılması; Bir şeyin kırılan yeri; Kırıntı; Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul; Gücenmiş, üzgün
""Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor."; "Kırık tazı."; "Üç dersten kırığı var. Kırık not."; "Cam kırığı."; "Kolunda kırık yok ama çıkık var."; "Bunun kırığı neresinde?"; "Ekmek kırığı."; "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.""
[sıfat; isim; isim; isim; isim; isim] Kırılmış olan; Melez; Tam nota göre düşük olan (not); Kırılmış bir şeyden ayrılan parça; Kemiğin bir etki ile kırılması; Bir şeyin kırılan yeri; Kırıntı; Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul; Gücenmiş, üzgün
""Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor."; "Kırık tazı."; "Üç dersten kırığı var. Kırık not."; "Cam kırığı."; "Kolunda kırık yok ama çıkık var."; "Bunun kırığı neresinde?"; "Ekmek kırığı."; "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.""
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü