İçinde hayat olan toplam 58 kelime var. İçerisinde HAYAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hayat olan kelimeler listesine ya da sonu hayat ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
15 Harfli Kelimeler
cehennem hayatı, hayata geçirmek, hayata bağlamak, hayatına girmek, hayat sigortası, hayat standardı, hayat felsefesi, hayat kadınlığı, hayatını vermek
14 Harfli Kelimeler
berhayat olmak, abıhayat içmiş, bitkisel hayat, hayat geçirmek, hayata atılmak, hayat arkadaşı, çalışma hayatı, kaydıhayat ile, hayat hikâyesi, hayat seviyesi, hayat şartları, düşünce hayatı
13 Harfli Kelimeler
hayata küsmek, hayatı kaymak, hayatta olmak, hayat kavgası, hayat öpücüğü, hayata dönmek
12 Harfli Kelimeler
bohem hayatı, hayat vermek, sosyal hayat, komün hayatı, hayat kadını, hayat düzeyi, hayat öyküsü, fikir hayatı
11 Harfli Kelimeler
Hayatiyetli, aile hayatı, hayat adamı, hayat okulu, gece hayatı, yazı hayatı, hayat tarzı, hayat dersi
10 Harfli Kelimeler
Kaydıhayat, hayatağacı, hayat dolu, özel hayat, lüks hayat, hayat boyu
9 Harfli Kelimeler
Hayatiyet, Ömrühayat, iş hayatı
8 Harfli Kelimeler
Berhayat, Abıhayat
7 Harfli Kelimeler
Zihayat
6 Harfli Kelimeler
Hayati
5 Harfli Kelimeler
Hayat, Hayat
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Berhayat
[sıfat] Hayatta olan, canlı, yaşayan (kimse)
""Şu ilan gazetede çıkmasaydı, babası onun İstanbul'da berhayat olduğunu öğrenmeyecekti.""
Abıhayat
[isim] Efsanelere göre içen kimseye ölümsüzlük sağladığına inanılan bir su, bengi su
Hayat
[isim] Canlı, sağ olma durumu; Yaşam; Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı; Meslek; Geçim şartlarının bütünü; Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma; Yazgı; Yaşamayı sağlayan şartların bütünü; Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi
""... gayet parlak ve kibar bir hayat geçiriyordu."; "Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım."; "Köy hayatı. Gece hayatı."; "Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı."; "Hayatımı yazılarımla kazanırım."; "Bu köyde hiç hayat yok."; "Hayat onları bir türlü birleştirmedi."; "Ayda hayat yok."; "Atatürk'ün hayatı.""
[isim] Canlı, sağ olma durumu; Yaşam; Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı; Meslek; Geçim şartlarının bütünü; Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma; Yazgı; Yaşamayı sağlayan şartların bütünü; Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi
""... gayet parlak ve kibar bir hayat geçiriyordu."; "Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım."; "Köy hayatı. Gece hayatı."; "Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı."; "Hayatımı yazılarımla kazanırım."; "Bu köyde hiç hayat yok."; "Hayat onları bir türlü birleştirmedi."; "Ayda hayat yok."; "Atatürk'ün hayatı.""
Hayat
[isim] Canlı, sağ olma durumu; Yaşam; Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı; Meslek; Geçim şartlarının bütünü; Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma; Yazgı; Yaşamayı sağlayan şartların bütünü; Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi
""... gayet parlak ve kibar bir hayat geçiriyordu."; "Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım."; "Köy hayatı. Gece hayatı."; "Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı."; "Hayatımı yazılarımla kazanırım."; "Bu köyde hiç hayat yok."; "Hayat onları bir türlü birleştirmedi."; "Ayda hayat yok."; "Atatürk'ün hayatı.""
[isim] Canlı, sağ olma durumu; Yaşam; Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı; Meslek; Geçim şartlarının bütünü; Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma; Yazgı; Yaşamayı sağlayan şartların bütünü; Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi
""... gayet parlak ve kibar bir hayat geçiriyordu."; "Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım."; "Köy hayatı. Gece hayatı."; "Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı."; "Hayatımı yazılarımla kazanırım."; "Bu köyde hiç hayat yok."; "Hayat onları bir türlü birleştirmedi."; "Ayda hayat yok."; "Atatürk'ün hayatı.""
Hayatiyet
[isim] Yaşama gücü, canlılık
Hayati
[sıfat] Hayatla ilgili; Büyük önem taşıyan, önemli
""Sanat ve kültürü canlandıracak önlemleri almayı hayati bir ödev sayıyorlar.""
Hayatiyetli
[sıfat] Yaşama gücüyle dolu, canlı
""O kadar genç o derece hayatiyetli ki gelecek yıllar kendisine tehlikeli görünmemektedir.""
Kaydıhayat
[isim] Kaydıhayatla ve kaydıhayat şartıyla sözlerinde "yaşadığı kadar, yaşadığı sürece" anlamında kullanılan bir söz
Ömrühayat
[isim] Geçirilen, yaşanılan bütün süre
""Ben ömrühayatımda bir gün bile şekvacı olmadım.""
Zihayat
Canlı, neşeli, dinç
""Fakat ben, bilakis o kadar zihayat, o kadar zinde ve faal idim ki...""
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü