İçinde bozuk olan toplam 38 kelime var. İçerisinde BOZUK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bozuk olan kelimeler listesine ya da sonu bozuk ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
15 Harfli Kelimeler
bozuk plak gibi, tezkiyesi bozuk, niyeti bozukluk, başıbozuk alayı, sinir bozukluğu
14 Harfli Kelimeler
doku bozukluğu, şirazesi bozuk, asap bozukluğu
13 Harfli Kelimeler
akidesi bozuk, deli bozukluk, künyesi bozuk, kanı bozukluk, sütü bozukluk, tüyü bozukluk, dili bozukluk, ağzı bozukluk
12 Harfli Kelimeler
Başıbozukluk, akordu bozuk, aksanı bozuk, bozuk çalmak, damarı bozuk, mayası bozuk, niyeti bozuk
11 Harfli Kelimeler
ayarı bozuk, bozuk düzen, fiili bozuk
10 Harfli Kelimeler
ağzı bozuk, bozuk para, dili bozuk, deli bozuk, kanı bozuk, sütü bozuk, tüyü bozuk
9 Harfli Kelimeler
Başıbozuk
8 Harfli Kelimeler
Bozukluk
7 Harfli Kelimeler
Bozukça
5 Harfli Kelimeler
Bozuk, Bozuk
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Başıbozuk
[isim; sıfat] Düzensiz topluluk; Askerlerin arasına katılmış sivil savaşçı; Karışık, içinden çıkılamayan
""Böyle bir durumda kendi hâline bırakmak ancak başıbozuk bir ekonomi ortamına yol açabilirdi.""
Başıbozukluk
[isim] Başıbozuk olma durumu; Düzensiz davranış, düzensizlik, disiplinsizlik
Bozuk
[sıfat; isim] Bozulmuş olan; Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ); Madenî para, bozuk para; Kötümser, gergin, huzursuz, karışık; Kızgın, sıkıntılı
""Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu."; "Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim."; "Hiç olmazsa birkaç kuruş bozuk ver!"; "Bozgun sırasında Ankara'da meclisin havası pek bozuktu."; "Süleyman'ı adada yüzü o kadar bozuk ve korkunç buldu ki.""
[sıfat; isim] Bozulmuş olan; Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ); Madenî para, bozuk para; Kötümser, gergin, huzursuz, karışık; Kızgın, sıkıntılı
""Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu."; "Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim."; "Hiç olmazsa birkaç kuruş bozuk ver!"; "Bozgun sırasında Ankara'da meclisin havası pek bozuktu."; "Süleyman'ı adada yüzü o kadar bozuk ve korkunç buldu ki.""
Bozuk
[sıfat; isim] Bozulmuş olan; Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ); Madenî para, bozuk para; Kötümser, gergin, huzursuz, karışık; Kızgın, sıkıntılı
""Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu."; "Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim."; "Hiç olmazsa birkaç kuruş bozuk ver!"; "Bozgun sırasında Ankara'da meclisin havası pek bozuktu."; "Süleyman'ı adada yüzü o kadar bozuk ve korkunç buldu ki.""
[sıfat; isim] Bozulmuş olan; Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ); Madenî para, bozuk para; Kötümser, gergin, huzursuz, karışık; Kızgın, sıkıntılı
""Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu."; "Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim."; "Hiç olmazsa birkaç kuruş bozuk ver!"; "Bozgun sırasında Ankara'da meclisin havası pek bozuktu."; "Süleyman'ı adada yüzü o kadar bozuk ve korkunç buldu ki.""
Bozukça
[sıfat] Biraz bozuk, bozuk gibi
""Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu.""
Bozukluk
[isim] Bozuk olma durumu; Bozuk para
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü