İçinde boğmak olan toplam 9 kelime var. İçerisinde BOĞMAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında boğmak olan kelimeler listesine ya da sonu boğmak ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
13 Harfli Kelimeler
dumana boğmak
12 Harfli Kelimeler
boğmaklı kuş
11 Harfli Kelimeler
dara boğmak, lafa boğmak, söze boğmak
10 Harfli Kelimeler
kan boğmak
8 Harfli Kelimeler
Boğmaklı
6 Harfli Kelimeler
Boğmak, Boğmak
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Boğmak
[-i; -e; -i; -i; nsz] Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek; El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak; Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek; Renkler uygun düşmemek; Silik bir duruma getirmek, bastırmak; Tamamıyla kaplamak, sarmak; Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak; Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak; Gelişmesine engel olmak; Bunaltmak
""Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı."; "Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş."; "Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum."; "Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu."; "Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu."; "Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat programına dair bir şeyler anlatmaya başladılar."; "Daha sıcak basmamıştı; güneş henüz yakmıyor, hava daha boğmuyordu.""
[-i; -e; -i; -i; nsz] Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek; El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak; Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek; Renkler uygun düşmemek; Silik bir duruma getirmek, bastırmak; Tamamıyla kaplamak, sarmak; Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak; Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak; Gelişmesine engel olmak; Bunaltmak
""Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı."; "Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş."; "Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum."; "Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu."; "Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu."; "Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat programına dair bir şeyler anlatmaya başladılar."; "Daha sıcak basmamıştı; güneş henüz yakmıyor, hava daha boğmuyordu.""
Boğmak
[-i; -e; -i; -i; nsz] Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek; El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak; Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek; Renkler uygun düşmemek; Silik bir duruma getirmek, bastırmak; Tamamıyla kaplamak, sarmak; Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak; Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak; Gelişmesine engel olmak; Bunaltmak
""Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı."; "Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş."; "Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum."; "Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu."; "Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu."; "Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat programına dair bir şeyler anlatmaya başladılar."; "Daha sıcak basmamıştı; güneş henüz yakmıyor, hava daha boğmuyordu.""
[-i; -e; -i; -i; nsz] Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek; El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak; Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek; Renkler uygun düşmemek; Silik bir duruma getirmek, bastırmak; Tamamıyla kaplamak, sarmak; Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak; Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak; Gelişmesine engel olmak; Bunaltmak
""Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı."; "Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş."; "Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum."; "Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu."; "Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu."; "Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat programına dair bir şeyler anlatmaya başladılar."; "Daha sıcak basmamıştı; güneş henüz yakmıyor, hava daha boğmuyordu.""
Boğmaklı
[sıfat] Boğmakları olan
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü