İçinde üzmek olan toplam 17 kelime var. İçerisinde ÜZMEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üzmek olan kelimeler listesine ya da sonu üzmek ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
15 Harfli Kelimeler
derisini yüzmek
14 Harfli Kelimeler
göz kaş süzmek, methiye düzmek
13 Harfli Kelimeler
destan düzmek, içinde yüzmek, sandık düzmek
12 Harfli Kelimeler
çeyiz düzmek
11 Harfli Kelimeler
ezip büzmek, şiir düzmek
10 Harfli Kelimeler
göz süzmek, tüy düzmek
6 Harfli Kelimeler
Düzmek, Büzmek, Yüzmek, Yüzmek, Süzmek
5 Harfli Kelimeler
Üzmek
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Düzmek
[-i; -e; nsz] Bir gereksinimi karşılamak amacıyla birçok şeyi birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek; Düzene sokmak, düzene koymak, sıralamak, elverişli, uygun bir duruma getirmek; Yaratmak, oluşturmak, meydana getirmek; Uydurmak; Cinsel ilişkide bulunmak
""Oğlum Sıtkı için son zamanlarda epeyce temiz ev eşyası düzdü diyorlar."; "İskambil kâğıtlarını düzdü."; "Yeşil caminin avlusundaki sette oturmuş, Nilüfer ovasına şiir düzerken..."; "Bir sürü yalan düzmüş.""
Büzmek
[-i] Buruşturarak, sıkıştırarak veya kıvrım yaparak bir şeyin alanını ve hacmini küçültmek; Kısmak; Kapatmak, dedikodu yapılmasına engel olmak
""Herkesin ağzı torba değil ki çekip büzesiniz.""
Yüzmek
[nsz] Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle su yüzeyinde veya su içinde ilerlemek, durmak; Yüzme sporu yapmak; Bir sıvının yüzeyinde batmadan durmak; Herhangi bir durumun en aşırı derecesinde olmak; Dalgalanmak; Herhangi bir şeyle üzeri kaplanmak, bir şeye bulanmak
""Yüzmek bilmediği için on dakika içinde boğulmuştu."; "Tahta suda yüzer."; "Hiçbir kaygının gölgelemediği bir saadet içinde yüzmektedir."; "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak."; "Kitaplar toz içinde yüzüyor. Ev pislik içinde yüzüyor.""
[nsz] Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle su yüzeyinde veya su içinde ilerlemek, durmak; Yüzme sporu yapmak; Bir sıvının yüzeyinde batmadan durmak; Herhangi bir durumun en aşırı derecesinde olmak; Dalgalanmak; Herhangi bir şeyle üzeri kaplanmak, bir şeye bulanmak
""Yüzmek bilmediği için on dakika içinde boğulmuştu."; "Tahta suda yüzer."; "Hiçbir kaygının gölgelemediği bir saadet içinde yüzmektedir."; "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak."; "Kitaplar toz içinde yüzüyor. Ev pislik içinde yüzüyor.""
Yüzmek
[nsz] Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle su yüzeyinde veya su içinde ilerlemek, durmak; Yüzme sporu yapmak; Bir sıvının yüzeyinde batmadan durmak; Herhangi bir durumun en aşırı derecesinde olmak; Dalgalanmak; Herhangi bir şeyle üzeri kaplanmak, bir şeye bulanmak
""Yüzmek bilmediği için on dakika içinde boğulmuştu."; "Tahta suda yüzer."; "Hiçbir kaygının gölgelemediği bir saadet içinde yüzmektedir."; "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak."; "Kitaplar toz içinde yüzüyor. Ev pislik içinde yüzüyor.""
[nsz] Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle su yüzeyinde veya su içinde ilerlemek, durmak; Yüzme sporu yapmak; Bir sıvının yüzeyinde batmadan durmak; Herhangi bir durumun en aşırı derecesinde olmak; Dalgalanmak; Herhangi bir şeyle üzeri kaplanmak, bir şeye bulanmak
""Yüzmek bilmediği için on dakika içinde boğulmuştu."; "Tahta suda yüzer."; "Hiçbir kaygının gölgelemediği bir saadet içinde yüzmektedir."; "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak."; "Kitaplar toz içinde yüzüyor. Ev pislik içinde yüzüyor.""
Süzmek
[-i] Bir sıvıyı, içindeki katı maddelerden ayırmak için bez veya delikli bir kaptan geçirmek; Bazı sıvıların yoğunlaşmasına yol açan, katı ve tortulu maddeleri bu sıvılardan ayırmak; Gözle inceleyerek dikkatle bakmak; Göz baygın ve anlamlı bakmak
""Suyu süzmek. Şerbeti süzmek."; "Sirkenin tortusunu süzmek."; "Yarı kapalı, yumuk yumuk gözlerini büsbütün küçülterek nehrin iki kıyısını süzdü."; "Bir ara yandaki masada oturan adamın beni süzdüğünü sezinledim.""
Üzmek
[-i] Üzüntü vermek; Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak
""Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım."; "Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu.""
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü